Şehirler gerek günlük hayatta karşılaştığımız gerekse küresel ölçekte etkilerini hissettiğimiz tüm ekonomik, sosyal, kültürel, coğrafi, eğitim, sağlık, alt yapı ve politik meselelere ev sahipliği yapan ve birincil etki alanlarının hissedildiği mekanlardır. Son zamanlarda tüm dünyanın mücadele etmeye çalıştığı koronavirüs (covid-19) salgını da yaşam alanlarımızı her ölçekte etki altına alan sorunlar ve çözüm yolunda geliştirilecek çalışmalar kapsamında; kentsel tasarım dinamiklerinin sunması gereken yol haritasının önemini bir kez daha hatırlatmaktadır. Yaşam şekillerimiz, alışkanlıklarımız ve gündelik hayat akışında ciddi değişiklikler yaratan virüsün etkisi en yoğun şehirlerde hissedilmektedir. Bu sürecin insan yoğun kent yaşamına getirdiği değişiklikler şehircilik bilimini de yakından ilgilendiren parametreleri harekete geçirmektedir. Mevcutta düşünülmesi gereken fakat göz ardı edilmiş birçok planlama ve mimari tasarım kriterlerinin artık sürdürülebilir ve sağlıklı bir yaşam zorunluluğu altında uygulamalara dönüşmesini sağlamak sürecin kent hayatındaki en önemli yansımaları olacaktır.

Bu süreçte çözümün bir parçası olabilmek adına geliştirilecek kentsel tasarım yaklaşımları; kentsel hareketliliği ve yoğunluğu yönlendirebilecek uygulamalar özellikle kamusal alanlar için oldukça kritik bir öneme sahiptir.

Bu kapsamda semt pazarlarındaki insan yoğunluğunu kontrol etmek ve salgın günlerinde sosyal mesafeye uyumlu, sağlıklı bir sirkülasyon sağlamak amacıyla bu proje gerçekleştirilmiştir.